TÜRK ALFABESİ

Atatürk, milli tarih ve dil’imizin asıl gerçeğine yol açabilmek için güneş-dil teorisine uzanan dikkatleri çekebilme yollarını denedi.Bu arada asıl gayesini açıklamadı.Yusuf Akçura, Ağaoğlu Ahmet,Sadri Maksudi Arsal, İbrahim Necmi Dilmen, Dr.Saim Dilemre ve Veled Çelebi İzbudak gibi konunun uzmanlarından şunu istedi. –”Bana bir konuşulan Türkçe yapacaksınız ki dünyanın neresinde olursa olsun bütün Türkler, temelde bu dili […] Read More

SİLAHIN, ORDUN, PARAN VAR MI?

Birinci dünya harbi yenilgisinden sonra öz yurdun kurtuluşu için mücadeleye atıldığı zaman o’na ”Silahın, ordun, paran var mı?” diye soranlar olmuştu.Eşsiz kahraman; bu zayıf iradeli ve kısa görüşlülere şu cevabı vermişti: ”Paramız olacak, silahımız olacak, ordumuz olacak, savaşacağız ve muzaffer olacağız.” Bu seferde, ”devletin bünyesini yaşatmak için, harice baş vurmaksızın, memleketin gelir kaynakları ile idaresini […] Read More

İSLAM DİNİ

Gene bir toplantıda din konusu tartışılıyordu. Atatürk: -Din insanların gıdasıdır.Dinsiz adam boş eve benzer.İnsana hüzün verir.Mutlaka birşeye inanacağız.Bu dinlerin en sonuncusu elbette en mükemmelidir.İslam dini hepsinden üstündür. Read More

YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ

 Seçim yapılmış, yeni meclis kurulmuş, sonuç Mustafa Kemal’in beklentisine en yakın biçimde alınmıştı.26 Ekim 1923 akşamı Gazi kabineyi Çankaya köşkü’nde toplantıya çağırdı.Bu toplantıda başvekil Fethi Okyar’ın istifası karara bağlandı, ertesi sabah haber gazete manşetlerinde yer alacaktı. 28 Ekim gecesi Çankaya’daki akşam yemeğine Latife Hanım da katıldı.SOn derece heyecanlıydı.İçi içine sığmıyordu.Çünkü o akşam yemeğinin gündemini biliyordu.Sevgili […] Read More

MİLLETİNE GÜVEN

Toplantıda kendisinden evvel söz söyleyenlerden biri ona:”nereden ilham ve kuvvet” aldığını sormuştu; büyük adam bu soruya millet hizmetinde bulunan insanların ilham kaynakları hakkında, uzunca bir tahlil yaparak cevap verdi… sonunda kısaca demişti ki: ”Efendiler.. İlham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir; milletin müşterek arzusu, gerçek temayülüdür.Varlığımızı, istiklalimizi kurtaran bütün teşebbüs ve hareketler; milletin müşterek fikrinin, arzusunun […] Read More

CAMİ VE ATATÜRK

Mustafa Kemal Edirne’yi ziyaretinde Sinan’nın o muteşem camiine bir müddet hayran hayran baktıktan sonra fikrini ve ihtisaslarını şu sözlerle belirtti: -Camiler, birbirimizin yüzüne bakmak için yapılmamıştır.Camiler, itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için, neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yeni meşveret için yapılmışlardır. Read More

TÜRK İFTİHAR ETMEK İÇİN YARATILMIŞTIR

Sarayburnundaki büyük eğlentide, 9 Ağustos 1928 akşamı, etrafını saran halka hitaben, ilk defa harf devrimini açıklayarak yeni harflerin kabul edilmesi lazım geldiğini belirttikten sonra: -Bir milletin yüzde onu,yirmizi okuma yazma bilir de, yüzden sekseni, doksanı bilmezse, ayıptır.Bu millet utanmalıdır.Ama Türk milleti utanmak için yaratılmış bir millet değildir.İftihar etmek için yaratılmış, şanlı şerefli bir millettir.Tarihi baştan […] Read More

ZEKERİYA SOFRASI

Çankaya köşkü’nün biraz ilerisinde, ağabeyi Atatürk’ün yaptırdığı evde oturan Makbule Hanımefendi, birgün köşke geldiğinde Ata kendisine: -”Canım çiğ börek istedi.Hazırlarsan akşam sana yemeğe gelirim”der. O akşam Makbule hanımefendiye arkadaşları zekeriya sofrasına davetlidirler.Durumu Ata’ya anlatırlar ve ertesi gün gelmesini rica eder.Atatürk merakla sorar: -”Nedir bu zekeriya sofrayı?” aldığı cevap üzerine ”Peki” der ama, beraberine Salih Bozok, […] Read More

DOĞUŞUNDAKİ FEVKALADELİK

Atatürk kendisinin insanüstü bir varlık olduğunu söylemelerini hiç hoş karşılamazdı.Çocukluk arkadaşı Nuri Conker’in sert şakalarını büyük bir neşeyle dinler ve hepimizin önünde tekrarlattırırdı. Bir gün sofrada ismini zikretmke istemediğim bir zat: -Paşam, demişti, kimbilir çocukluğumuzda ne müstesna bir insandınız.Kimbilir, ne harkulade hatıralarınız vardır.Atatürk güldü ve Nuri Conkere döndü: -Nuri, anlatsana!.. dedi. Nuri Bey her vakitki […] Read More

VAHDANİYET (TEK TANRI) İNANCI

Ata’nın Tarih-dil mevzularıyla yakından meşgul olduğu devreydi.Zaman zaman Çankaya’daki toplantılarında davetli olarak kabul bulunuyordum ve arzusu üzerine dil kurumunda aktif vazife almıştım.Din ve tasavvuf mevzuları üzerindeki hizmetlerim de malımı idi.Böyle bir araştırma toplantısında birden bana hitap ederek: -Sizden bir ricam olacak, bir ülkeye ve millete Allah katından bir Peygamber neden gönderilir? Şu cevabı verdim: -O […] Read More