ÖLMEZ BU VATAN

İstiklal savaşının en karanlık günleriydi; ana yurdun en verimli yerleri düşman çizmeleri altında inliyordu.Milletin bütün kuvvet kaynakları kurumuş dışarıdan ve içeriden ihanetler birbirini kovalamıştı.Herkes: -Türk öldü! Diyordu Türkiye’nin de Afrika ve Asya’daki esir memleketler arasında katıldığı sanılıyordu.Asırlarca Türk’ün egemenliği altında yaşayan milletler onun son varlığını yağma ediyorlardı. En akıllı görünen birçok yurtdaşlarımız İngiltere’nin veya Amerika’nın […] Read More

SÖYLEDİĞİNİ YAPARDI

İstiklal Savaşına başladığı sıralarda Atatürk’e dediler ki:  -Nasıl mümkün olur? Ordu yok!  -Yapılır -İyi ama bunun için para lazım… o da yok? -Bulunur -Diyelim ki bulduk, düşmanlarımız hem büyük hemde çok! -Olsun yenilir! O, dediklerinin hepsini yaptı.Yapamayacağı şeyi asla vadetmedi. Bir devlet şefinin kendisini millete sevdirebilmesi için belki ilk şart bu değil midir? N. A. […] Read More

İNGİLTERE TAHTININ SONUNU GÖREN ATATÜRK

1932 yılı yazındaydık.İstanbul donanmış.Yer yerinden oynamıştı.Türk tarihinin hiç bir devrinde görülmeyen bir şeref halesi İstanbul’un Pembe ufuklarını yaldızlamıştı.Birkaç günden beri VIII. Edward ve sevgilisi Madam Simpson, Atatürk’ün ve Türkiye’nin en büyük misafiri sıfatı ile İstanbul’da bulunuyordu.İngiltere kralı, kendisine gösterilen samimi misafirperverlikten fevkalade mütehassis olmuştu. İki gün sonra Atatürk’le misafiri moda’da deniz yarışlarını; bulundukları geminin güvertesinden […] Read More

AĞAÇ SEVGİSİ

Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor: Çankaya köşkünde, bahçesini yapıyordum.Bir gün Atatürk, yaveri ve ben, bahçede dolaşıyorduk.Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Ata’nın geçeceği yolu kapladığını gördük.Ağacın bir yanı dik, bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu.Ata, havuz kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım: -Emredersiniz derhal keselim paşam. Bir an yüzüme baktı, sonra: -Yahu, dedi, […] Read More

TÜRK, KENDİ DÜŞER, KENDİ KALKAR!..

 Fransızlarla Hatay meselesine dair anlaşma yapıldığı günlerden biriydi.Hatay’dan dönüşünde Eskişehir’de kaldı.İereflerine orduevin’de bir şölen verildi.Şölende Eskişehirli bir genç aradı ve buldu.Ona Fransa hakkında bir şeyler yazdırdı ve okuttu.Bunda Fransızların savaşacak durumda olmadıklarından bahsediyordu.Son derece heycanlıydı.Yani, içildi.Milli oyunlara başlandı.Ata’mız biranlık bütbütün coştu.Zeybek havasına kendini kaptırdı.Atağa kalkarak oynamaya başladı.Coşkunluğu o dereceyi bulmuştu.Dizini yere vururken bir aralık sendeledi.Halk, […] Read More

BENDEN YAPILMAYACAK EMİR ÇIKMAZ!..

Rahmetli Nevzat Tandoğa’ın Ankara valiliğine atandığı tarihlerdeydi.O da bir gece Ata’nın sofrasında davet edildi.Ata, Nevzat Beye iltifat ediyor, sık sık rakı veriyordu.Nevzat Bey, kendini bozmadan içmeye dayanıklılık gösteriyordu. Bir ara Ata, İsmet Paşa’ya döndü: -Vali olgun adama benziyor.İçki ya içilir ya hiç içilmez.Dimağı alkole daynmayanlar içkiden kaçınmalıdırlar. Ve bunun üzerine hemen Tandoğan’a hitaben şu soruyu […] Read More

ORDU VE ATATÜRK

Serbest fırka zamanında : Gazi: -Fethi (Okyar) Bey, Süreyya (İlmen) Paşa’yı partinize aldığınıza çok memnun oldum; kendisi hem şehirci hem teşkilatıçıdır, buyurdular. Ondan sonra bana dönerek: -Bak, ben, cumhurbaşkanı olarak tarafsızım.Bir partinin başında pek sayın arkadaşım İsmet Paşa hazretleri bulunuyorlar.Diğer partinin başında pek sayın arkadaşım Fethi Beyefendi bulunuyorlar.Bu iki parti birbirleriyle çarpışacak, birbirlerini kontrol edecek, […] Read More

ATATÜRK’Ü AĞLATAN KÖYLÜ

İnebolu’dan Kastamonu’ya geliyoruz.Bütün Kastamonu halkı, kışlanın ilerisine toplanmış.Büyük Gazi’nin 24 saat evvelki şapka hakkında söylediği nutuk Kastamonu da ilk defa olumlu şekilde etkisini göstermiş.Başta Kastamonu valisi Fatin (sabık Bursa milletvekili Fatin Güvendiren) olumlu halde, bütün memurlar, öğretmenler beyaz şapka giymişler.Ata, Kastamonu’ya gelirken çarşaflı peçeli kadın öğretmenler karşılamıştı.Şimdi bu kadın öğretmenler, peçelerini açmışlar… Yol boyunca beyazlı […] Read More

HOCA VE ATATÜRK

Erzurum kongresi sıralarında bir konuşma esnasında: Ajans’tan Erzurum’a yeni atanmış olan ve birkaç gün önce padşah tarafından kabul edilen,kendisine direktif verilen Reşat Paşa’nın İstanbul’dan hareket ettiğini yazıyordu.Bu haber Mustafa Kemal Paşa’yı düşündürdü.Biraz sonra oradaki arkadşlarına Reşit Paşayı tanıyıp, tanımadıklarını nasıl bir adam olduğunu sordu.Yeni valiyi içimizden yalnız Süleyman Necati tanıyordu.Reşat Paşa’nın 1912’de ettiğini öğrenmek istedi.Mustafa […] Read More